Taş Ailesi
otizmi yendi
Emek, eğitim
ve bilinçli mücadele ile otizm geride bırakılabiliyor
Otizmi yenen
Taş ailesinin yaşadıkları, benzer sorunla mücadele eden ailelere ilham kaynağı
oldu
Nisan ayı
Birleşmiş Milletlerce dünya genelinde Otizm Farkındalık Ayı, 2 Nisan ise Otizm
Farkındalık Günü olarak çeşitli etkinliklere, açıklamalara sahne oluyor. Otizm,
kesintisiz ve yoğun eğitim ile etkileri azaltılabilen, hatta emek, sevgi ve
eğitim ile sıfırlandığına tanık olunabilen bir sorun.
2011 doğumlu
Defne’nin otizm rahatsızlığını, bir mucizeyi gerçekleştirircesine geride
bırakan Taş Ailesi’nin yaşadıkları, dünya genelinde örnek oluşturabilecek bir
başarı öyküsü. Adana Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Üyesi Baba Ünsal
Taş’ın yaşadıkları dünya güzeli Defne’nin hastalığı sıfırlaması, benzer sorunu
yaşayan aileler için çok etkili bir ilham kaynağı.
Ünsal Taş’ın
cümleleriyle Taş ailesinin yaşadıkları ve mucizeye gidişin kısa öyküsü
şöyle;“Kızımız 2011 Ocak doğumlu ilk ve tek çocuğumuz. Her şey yolunda gibi
giderken 2,5 yaşında Atipik otizm tanısı aldı. Konusunda uzman bir çok hekim ve
psikolog geçtiğimiz yıl Defne’de otizm belirtilerinin kaybolduğunu söylediler
ve hatta bu konuda yazılı rapor verdiler. Ama yine de Defne’ye desteğimiz devam
ediyor. Bu iş, hastalığı sıfırlamak o kadar kolay değil. Hastalık sürecinde
ciddi zaman kayıplarımız oldu, onları telefi etmemiz gerekiyor. Maalesef bizim
çocuklarımız hayatı kaçırıyor bu hastalıkla mücadele ederken. Defne’nin
gelişimi şu an normal olan yaşıtlarıyla eş zamanlı ilerliyor. Her türlü
akademik ve sosyal etkinlikte gayet başarılı. Bu hastalık hakkındaki 2016
İstatistikleri 68 çocuktan 1’inin otizm riski ile dünyaya geldiğini söylüyor.
Erkek çocuklarda görülme oranı kızlara oranla 5 kat fazla.
ERKEN TEŞHİS
ÇOK ÖNEMLİ
Bu durumu
gören Sağlık Bakanlığımız 1. basamakta aile hekimlerimizi eğiterek OSB (Otizm
Spektrum Bozukluğu) Tarama ve Takip Programı’nı faaliyete soktu. Yani aile
hekimleri ve elemanları ilgili kursları alarak küçük yaşlardan itibaren (18-36
ay) çocuk değerlendirme formlarını doldurup çıkan puanlama ile riskli bulunan
çocukları derhal zaman kaybetmeden çocuk ve ergen psikiyatristine sevki ile
erken teşhisin en önemli basamağını gerçekleştiriyorlar. Keşke bu çalışmalar
çok daha önceleri olsaydı belki kızımız Defne gibi bir çok çocuğumuz bugün bu
kadar ağır otizm tablosuna dönüşmeden atlatabileceklerdi. Gençlere tavsiyem bu
kadar yaygın görülen otizmi anne baba olmadan okuyup öğrensinler, nedenlerini
araştırsınlar. Gebeliklerini planlasınlar, beslenme konusundaki yanlışlıkları
gidersinler ve o şekilde anne baba olsunlar. Çünkü otizmi tetikleyen bir çok
unsur var. Alerji, yanlış beslenme, katkılı gıdalar, D vitamini eksikliği
gibi... Ben ve eşim bir çok aileye otizm konusunda umut ışığı olma adına
yardımcı oluyoruz. Bu konuda samimiyetle elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır
olduğumuzu söylemek isterim, Otizm konusunda umutların hiç bitmemesi dileğiyle
sevgilerimi sunuyorum.” dedi.
|